Dünya üzerindeki yaşamın çeşitliliği, gezegenimizin en büyük zenginliklerinden biridir. Ancak insan faaliyetlerinin yol açtığı habitat kaybı, iklim değişikliği, avlanma ve kirlilik gibi faktörler, sayısız hayvan türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Türkiye'de ve dünyada nesli tükenmekte olan hayvanların korunması, sadece bu türlerin kendileri için değil, ekosistemlerin dengesi ve dolayısıyla insanlık için de hayati önem taşımaktadır.
Dünyamız, kutup ayılarından kaplumbağalara, Asya fillerinden Anadolu parsına kadar geniş bir yelpazede nesli tükenmekte olan türlere ev sahipliği yapıyor. Örneğin, küresel ısınmanın etkisiyle yaşam alanları tehdit altında olan kutup ayıları, buzulların erimesiyle avlanma alanlarını ve yiyecek kaynaklarını kaybetmektedir. Türkiye özelinde ise, Anadolu parsı ve Akdeniz foku gibi türler, yaşam alanlarının daralması ve insan baskısının artması nedeniyle tehlike altındadır.
Nesli tükenmekte olan hayvanların korunması için uluslararası ve yerel düzeyde birçok çaba sarf edilmektedir. Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN), CITES (Uluslararası Ticarete Tabi Tehlike Altındaki Yabani Fauna ve Flora Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) gibi kuruluşlar, türlerin korunması ve habitatların yeniden canlandırılması için çalışmalar yürütmektedir. Türkiye'de ise, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, türlerin korunmasına yönelik önemli projeleri hayata geçirmekte ve korunan alanların sayısını artırmaktadır.
Her birimiz, nesli tükenmekte olan hayvanların korunması konusunda önemli bir fark yaratabiliriz. İşte bazı öneriler: